İBB Yolsuzluk Soruşturmasında Sarsıcı Sözler

İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturmasında aktif pişmanlık kapsamında söz veren iş insanı Adem Soytekin, Turan Taşkın Özer’in himayesindeki hukuk ofisinde yapıldığını argüman ettiği toplantıya ait, “İmamoğlu’nun tutuklanması üzerine, kurdukları senaryo bozuldu. Bu toplantıda orta sıra tansiyonlar oldu. Fatih Keleş ve Tuncay Yılmaz, ‘Bu Cumhurbaşkanlığı adaylığı nereden çıktı, çok mu gerekliydi? Sefasını Ekrem İmamoğlu sürecek, tasası bize mi düştü?’ biçiminde serzenişlerde bulundu.” dedi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, tutuklanarak İBB Başkanlığı misyonundan uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu’nun da ortalarında bulunduğu zanlılar hakkında yürütülen yolsuzluk soruşturması devam ediyor.

Soruşturmada, iş insanı Adem Soytekin aktif pişmanlık kararları kapsamında savcılığa tabir verdi.

Soytekin tabirinde, 7 Mart 2025’te telefonuna, Zeytinburnu Tapu Müdürlüğünden mal varlığına önlem konulduğuna ait bildiri geldiğini söyledi.

Bunun üzerine avukatı Mehmet Pehlivan’ı (Ekrem İmamoğlu’nun avukatı-şüpheli) aradığını aktaran Soytekin, “Kendisi bana, ‘Konudan bilgimiz var, takip ediyoruz. Akşam Y** hukuk ofisinde (CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer’in himayesinde bulunan ofis) buluşalım dedi. Akşam ofise gittiğimde Fatih Keleş, Tuncay Yılmaz, Turan Taşkın Özer, Murat Gülibrahimoğlu’nu temsilen İbrahim Bülbüllü (firari), Hüseyin Köksal olarak bizler vardık. Avukat grubu olarak Mehmet Pehlivan, O.B, Y.B. bulunmaktaydı.” dedi.

Soytekin, toplantı başlamadan evvel herkesin telefonunun toplandığını, Keleş’in telefonunu meskende, Yılmaz’ın da otomobilde bıraktığını söylediğini belirterek, toplantı odasına hiçbir dijital malzeme bırakılmadığını anlattı.

Firari kuşkulu Bağdatlı’yı Ongun’un yurt dışına kaçırdığı iddiası

Soytekin, tabirine şöyle devam etti:

“Turan Taşkın Özer kelam alarak, el koymaların bir operasyonun başlangıcı olduğunu, operasyon yapılması halinde kime hangi avukatın gideceğini, kimin nerede olacağını ve gözaltı yapılması halinde verilecek ifadeyi anlattı. Mehmet Pehlivan bana dönerek, ‘Yurt dışına çıkmak istiyorsan sen de çık git. Emrah Bağdatlı’yı Murat Ongun gönderdi, rahatladı, sen de gitmek istiyorsan gidebilirsin.’ dedi. Yurt dışı yasağım olduğunu, çıkamayacağımı söyledim. Mehmet Pehlivan bana, ‘Emrah’ı gönderdiğimiz biçimde seni de Edirne üzerinden çıkarttırırız, sen üzerinde nakit parayla çık, gerisini biz hallederiz.’ dedi. Ona, ‘Devletime karşı bir kabahat işlemedim. Malım, mülküm, ailem burada, bir hatam varsa bile cezamı burada çekerim, yurt dışına çıkmam.’ dedim.”

Pehlivan’ın, Keleş ve Yılmaz’a dönerek, kendilerinin yurt dışına çıkmasını İmamoğlu’nun istemediğini söylediğini aktaran Soytekin, “Mehmet Pehlivan’ın bu konuşmasında herkese hangi avukatın atandığının aşikâr olduğu, bana O.’nun atandığı, İBB’de gözaltına alınacak bürokratlara da hangi avukatların atandığının belirli olduğu, tabirlerde neler konuşulacağının belirlendiği, belediye bürokratlarının tutuklanması halinde hepsine maddi yardım yapılacağı, herkese ‘Operasyonun siyasi olduğunu, söz vermeyeceklerini’ söylemeleri halinde öğütleme yapıldı.” diye konuştu.

Soytekin, sözünde şunları kaydetti:

“Bu toplantıda Mehmet Pehlivan, operasyonun Medya AŞ özelinde olduğunu, Ekrem İmamoğlu’nu aslında gözaltına alamayacaklarını söyledi. Bu şahısların yapmış olduğu tüm kurgu, İmamoğlu’nun gözaltıdan sonra tutuklanmayacağı senaryo üzerine kurulmuştur. İmamoğlu’nun tutuklanması üzerine, kurdukları senaryo bozuldu. Bu toplantıda orta sıra tansiyonlar oldu. Fatih Keleş ve Tuncay Yılmaz, ‘Bu Cumhurbaşkanlığı adaylığı nereden çıktı, çok mu gerekliydi? Sefasını Ekrem İmamoğlu sürecek, tasası bize mi düştü?’ biçiminde serzenişlerde bulundu. Herkesin konutunu boşaltması gerektiği söylendiğinde Fatih Keleş, ‘Evimde bir sürü şey var, ben ne yapacağım artık?’ dedi. Tuncay Yılmaz, ‘Benim konutumda para var, ben ne yapacağım?’ formunda konuştu. Bu toplantıda herkes kendi sıkıntısına düşmüştü, ben de dahil. Toplantının benim bulunduğum kısmı yaklaşık 1 saat sürdü. 1 saat sonra Turan Taşkın bana dönerek, ‘Söyleyeceğin bir şey var mı? A.S. ve bir hocamız daha geliyorlar, bu işin başında onlar var, emin ellerdesiniz. Söyleyeceğin bir şey yoksa sen gidebilirsin.’ dedi. Ben çıkmak üzereyken A.S. ve bahsettiği öteki profesör içeriye girdiler.”

About The Author

admin

See author's posts